Arazi kenarlarına diktiğimiz iğdeler, kendi halinde fakat nefis meyveler verdi. Toplayıp, siyah üzümlerimizle birlikte iyice kuruttuk. Satılık değil, fakat konuk ağırlamalık kadar çerezimiz oldu. Ceviz ağaçlarımızın sekiz yıldır hasretle beklediğimiz meyvelerini, tadımlık miktarı olsa da elde ettik. Tadı sorulursa, bizce çok lezzetli… Sebzelikte yetişen soğanları ve patatesleri, ihtiyacımız oldukça söküyor ve kullanıyoruz. Muhtemelen bahara kadar böyle olacak. Sobamızın fırınında kumpirlediğimiz patateslerin lezzeti anlatılmaz. Az sayıdaki ayvalarımızı topladık, güz güneşinde kuruttuk; konuklarımız için hoşaflık ve çerezlik olarak saklıyoruz. Aile çevresinden ağırladığımız konuklara; DoğaHan ürünü yumurtalı ekmek, salçalı kumpir kavurması, erkek eliyle yoğurulmuş hamurdan yapılma pişi, menemen, domates sövüş, üzüm, kavun ve karpuz ikramlı kahvaltı sunuyoruz. Öğlen yemeğini, Hasan Usta’nın mangalından temin ediyoruz. Bunca keyiften sonra, güz serinliğinde Yahya Usta’nın yakacağı ot ateşi hiç fena olmazdı.